-
fincan Bu beyaz fincanlar çok güzel.コップ
-
cepポケット
-
radyoラジオ
-
kutu箱
-
televizyonテレビ
-
cep telefonu携帯電話
-
çatı Biz çatının üzerindeyiz.屋根
-
pencere窓
-
kapıドア
-
duvar壁
-
yer Yerimiz var.床、スペース
-
tavaフライパン
-
tencere Bir tencere makarna.鍋
-
havluタオル
-
makasハサミ
-
çarşaf Senin çarşafların hangi renk?ベッドシーツ
-
lambaランプ
-
maktup手紙
-
şişeボトル
-
kanepeカウチ
-
bardakグラス
-
hoşumuza gitmek Akşam yemeği hoşumuza gitti.気に入る
-
durmak Otobüs durdu.止まる
-
doğmak Sen nerede doğdun?生まれる
-
kazanmak Kim kazandı?勝つ
-
düşmek Yere kim düştü?倒れる
-
aramak Onlar beni aradılar.呼ぶ
-
kalkmak Sen saat kaçta kalktın?起きる
-
taşımak Kitapları okula taşıdım.運ぶ
-
çıkarmak Çocukları dışarı çıkardık.外へ出す
-
koymak Telefonu masanın üstüne koydu.置く
-
inanmak Biz sana inandık.信じる
-
çağırmak Duo'yu da çağırdın mı?招く
-
beğenmek Elbiseyi çok beğendim.好む
-
azalmak Şehrin nüfusu azaldı mı?減る
-
artmak İstanbul’un nüfusu arttı.増える
-
yatmak Dün gece saat kaçta yattın?寝る
-
kurmak Akşam yemeği için masayı kurduk.セットする
-
değişmek Çocuklarım gerçekten çok değiştiler.変わる
-
ayrılmak Neden okuldan bu saatte ayrıldınız?去る
-
görünmek Bana güzel göründü.見える
-
gelişmek Bu şehir çok gelişti.発展する
-
kaybolmak Cep telefonum kayboldu.なくなる、迷子になる
ログイン